18 Mart 2015 Çarşamba

LATİN VE İSPANYOL MÜZİKLERİ

LATİN VE İSPANYOL MÜZİKLERİ


Ispanyol müziği denince aklınıza hangi müzik geliyor.
Flamenko mu? Evet, coğu kişi sizin gibi düsünüyor, flamenko ispanyanın en bilinen müzik türlerinden biri, hatta en bilineni bile olabilir. Hele bir de kafasinda kirmizi bir gul ve kipkirmizi elbisesiyle bir flamenko dansçısının gitar tınılarıyla birleşen o muhteşem figürleri. Hem göze hem de kulağa hitap eden bir muzik ve dans. Ben izlerken hem hayranlik duyuyorum hem de ufaktan bir hüzün. Sebebi de sanirim o acikli sesleri ile flamenko sanatçıları. 
Gozunuzde canlandıramadınız mı?
Ozaman hadi bir video izleyelim...

Eğer ilginizi çekiyor ve farklı müzisyen isimleri arıyorsanız 
-Camaron de la isla
-Paco de Lucia 
-Miguel Poveda 
-Diego el Cigala 
-Enrique Morente 
-Manolo Caracol 
-Niña de la Puebla 
-Niña de los Peines 
-Antonio Mairena 
-Carmen Linares 
-Antonio Chacón

Flamenko sanatçılarından birkaç isim.
İspanyol sanatçılardan beğendiğim birkaç isim daha var aslında
Malú
Antonio Orozco 

Latin amerikadan da yine birkaç şarkıcı tavsiye edebilirim ;
- Reik
 
Tabi latin amerika demisken Bob Marley i unutmak olmaz tabii,

Peki sizin bildikleriniz hangileri?
 

9 Şubat 2015 Pazartesi

İSPANYATARİHİ 6- FRANKO DİKTATÖRLÜĞÜ


Franco Diktatörlüğü (1939-1975)


 Bu diktatörlük döneminin başlamasından çok kısa bir süre sonra başlayan 2. dünya savaşında da İspanya yine tarafsız kaldı. Bu savaştan sonra ise Franco yerini ordunun desteği ile korudu fakat onun askeri diktatörlüğü, ekonomi ve politik olarak uluslararası düzeyde yalnız kalmasına yol açtı. İkinci dünya savaşı sonrasında kurulan birleşmiş milletler İspanya ile ilişkileri kesmiştir, Faşist Diktatör olarak adlandırılan Franco, bir dönem boyunca en nefret edilen Batılı devlet başkanı olmuştur.   

*Fotoğraf: http://guerracivil.sabanet.es/pagina4.htm kaynağından alınmıştır. 
*D. Francisco Franco Bahamonde

1969 yılında Franco, XIII. Alfonso'nun torunu olan Juan Carlos'u İspanya kralı olarak atadı. Anayasal monarşinin İspanya'daki kurucusu olan Franco  1975 yılında öldü. 1976 yılında Juan Carlos'un tahta çıkmasından sonra yapılan seçim ardından Adolfo Suarez (sosyal demokrat ve liberallerden oluşan demokratik merkez birliği partisi) devlet başkanı seçildi. Önemli politik reformlar yapan Suarez, İspanya'nın demokrasiye geçişinde kilit rol oynamıştır. 
1981 yılında istifa etmesinden sonra Calvo Sotelo darbe girişiminde bulundu fakat bir gün içerisinde bu girişimi engellendi. 1982 yılında yapılan seçimlerde Sosyalist Parti seçildi ve Felipe Gonzalez devlet başkanı olarak 1996 ya kadar görev yaptı. 1985 yılında İspanya Nato 'ya katıldı ve 1986 yılında Avrupa Birliği'ne girdi. 1987 yılında Barcelona ETA tarafından yapılan bombalı saldırı 21 kişinin ölümü ve 45 kişinin yarlanması ile sonuçlandı.
2001 yılında Afganistan savaşına ve 2003 yılındaki Irak savaşına Nato Koalisyonu olarak asker göndermiştir. 
11 Mart 2004 yılında El Kaide tarafından 3 ayrı trene yapılan bombalı saldırı 190 ölü ve 1000 i aşkın yaralı ile sonuçlandı. 
2008 yılında başlayan ekonomik kriz hala devam etmektedir. 
2011 yılında ise  ETA ( Bask Bölgesinde bağımsız bir devlet kurmak isteyen örgütün adıdır) silah bırakma kararı aldığını açıkladı. 


Kaynak : http://www.red2000.com/spain/primer/1hist.html

İSPANYA TARİHİ 5- YİRMİNCİ YÜZYIL

XX. Yüzyıl 

1. Dünya savaşında tarafsız kalan İspanya yine de bu savaştan büyük ölçüde etkilendi. Fransa tarafından toprakları işgal edildi ve ardından gelen siyasi istikrarsızlık, 1930 yılına kadar sürecek olan ve askeri diktatörlüğe yol açan, General Primo de Rivera darbesine yol açtı. Sonuç olarak 1930 yılında 7 yıl süren diktatörlük sonucunda General görevini krala devrederek Paris'e gitmiştir ve ömrünün son günlerini burada geçirmiştir.

1931 yılında yapılan seçimler solun zaferi ile sonuçlandı ve bunun sonucunda Kral tacını bırakarak ülkeyi terk etti. 2. kez cumhuriyet ilan edilmiş oldu. Büyük siyasi krizler ve kargaşalar bir süre daha devam etti. İktidara büyük çoğunlukla gelen solcular Din adamlarına devlet yardımını kesti, kiliseye bağlı okulları kapattı, köylüye yardım etmek için birtakım reformlar yaptı. Fakat reformların yavaş ilerlemesi köylü halkı iyice fakirleştirdi yağmacılık ve hırsızlıklar ortaya çıktı. 1933 yılında yapılan seçimde bu sefer sağcılar kazandı.  1934 yılında Asturias'da maden işçileri ayaklandı 3000 kişinin ölümüyle sonuçlandı. 

 1936 Şubat'ında yapılan seçimleri yine bir solcu parti olan "Halk Cephesi" (Frente Popular) kazandı.  Aynı yılın Temmuz'unda önce solculardan Castillo isimli biri öldürüldü. Fakat iç savaşın başlamasının asıl sebebi ise  17 temmuzda sağcı kesimden Jose Calvo Sotelo öldürülmesi oldu. Bu olayla beraber savunma amacıyla bölgeye yerleştirilen askeri birlikler, milliyetçiler ( sağcılar bu savaşta milliyetçiler olarak adlandırılmıştır) ve cumhuriyetçiler (solcular bu savaşta cumhuriyetçiler olarak adlandırılmıştır) olarak ikiye bölündü. Milliyetçiler seçimle başa gelen Cumhuriyetçi "Halk Cephesi" koalisyonuna karşı savaş açtı, 1 Ekimde General Francisco Franco milliyetçi birliğe komutan olarak atandı ve İtalya ve Almanya'dan destek gördü. Milliyetçilerin başta Almanya olmak üzere bu iki ülkeden aldıkları askeri destek cumhuriyetçilerin Rusya'dan aldıkları yardıma göre daha büyüktü, sonuca ulaşılmasında büyük yardım sağladı ve 3 yıl süren, İspanya'yı büyük yıkıma uğratan bu kanlı iç savaş 1 Nisan 1939 yılında milliyetçilerin zaferi ile sonuçlandı. Bu iç savaş, Hitler'in büyük güç ve tecrübe kazanmasına, İspanya'nın ise yarım milyondan fazla ölü, büyük tahribat ve sürgünle sonuçlanmasına sebep olmuştur. Bu zafer ile  İspanya, Francisco Franco'nun ölümüne kadar (1975) sürdürdüğü diktatörlük dönemine girmiştir. 

İSPANYA TARİHİ 4- KATOLİK HÜKÜMDARLAR

KATOLİK HÜKÜMDARLAR

 Kuzeyde yer alan en önemli iki krallığın varisleri Aragon krallığından Fernando (Katolik Krallığı) ve Kastilya Krallığından İsabelin 1469 yılında evlilikleri sonucu  krallık ve reconquista düşüncesi daha da güçlenmiş oldu. 1492 yılında yapılan son savaştan sonra Müslümanların elinde kalan son kale Granada'da böylelikle kaybedildi. Tüm İspanya  toprakları tek bir krallıkta ve tek bir dinde, katoliklikte, toplandı.  

Tüm halkı tek din altında toplamak ve katolikliği  tüm halka benimsetme kararı ispanya tarihinin en karanlık bölümlerinden biridir. 

Kraliçe İsabel'in talebi ile engizisyon (Katolik kilisesine bağlı bir mahkeme sistemi)  kabul edilerek İspanya'da yaşayan Müslümanları ve yahudileri Hristiyan yapmayı  hedeflemekteydi. Din değiştirmeyenler bu ülkeden sürülmüş, 200.000 e yakın Yahudi 1492 yılında İspanya'yı terketti. Birçoğu Osmanlı topraklarına sığınmıştır. Müslümanlara daha önceden yapılan anlaşma hükümlerine göre iyi davranılmış fakat 1 yıl geçmeden yüzbinlerce Arap kökenli, o zamanlarda İspanya'nın yerlileri olan müslüman ve yahudiler engizisyon mahkemelerinde öldürülmüş veya Marisko adını verdikleri hristiyanlaştırdıkları bir grup oluşturmuşlardır. Daha sonraları ise hristiyanlaştırılamayanlar Kuzey Afrikaya ve diğer ülkelere sürüldüler. 

 Granada şehrinin alındığı sene Kristof Kolomb gemileriyle Amerika'ya ulaşarak burada koloniler oluşmasının temellerini atmıştır. Daha sonraları Fransa, Portekiz, İngiltere de Amerika kıtasını fethetmek için bu yayılmacı politikayı izledi. Bu yeni kıtadan tonlarca gümüş ve altın getirildi ve İspanya dünyanın en güçlü ülkelerinden biri haline geldi. Bu yayılmacı koloni yaklaşımıyla daha sonraları birçok farklı eyaletleri özellikle de Amerika kıtasını yönetmeye başladı. Günümüz kendi sınırları dışında 200 milyonun ana dili  İspanyolca dır.
1492 yılında Granada'nın alınmasıyla ve Amerikanın keşfedilmesiyle buradan çıkarılan tonlarca altın ve gümüş ile zenginleşmiş ve  Avrupa'yı Habsburg tacı altında toplamış olduğu döneme "altın çağ" denilmiştir. Bu dönem 1588 de yenilmez armada nın yenilgisiyle sonlanacaktır. 

HABSBURG ve BORBONLAR 

1504 yılında Katolik İsabelin ölümünden sonra onun kızı Juana, Asturya Kralı aynı zamanda Roma Cermen İmparatorunun oğlu Felipe ile evlenerek büyük bir imparatorluk kuracaklardı.  Juana ailesi tarafından planlanan bir evlilikle Yakışıklı lakaplı Felipe ile evlenir. Fakat genç yaşta Felipe nin tifo sebebiyle ölümünden sonra Juana akıl sağlığını tamamen yitirir. Oğlu 1. Carlos imparatorluğun varisidir. Fakat o kendini dine adamaya karar vererek kendini 1556 yılında manastıra kapatır böylece imparatorluk Habsburg, Avusturya ve İspanyol aileleri arasında bölünür.

İspanya Amerika kolonileri ile ticaret yoluyla Habsburg hanedanı kontrolünde büyümeye devam etti. Fakat aynı zamanda Fransa, Hollanda, ve İngiltere ye karşı  sonuçlanan yenilmez armada 1588 de hezimete uğramıştır 

Habsburgo krallığının son hanedanı çocuksuz öldüğü zaman
Fransız kralının yeğeni 14. Luis  tahta geçti. 

Fransız devrimi ardından, İspanya bu yeni cumhuriyete savaş ilan etti fakat yenilgi ile sonuçlandı. Kaybedilen bu savaş sonucu Napolyon iktidarı ele geçirdi ve 1808 yılında İspanya'ya karşı asker gönderdi, tahta kardeşi Jose 'yi tahta geçirdi. İspanyollar da bu duruma karşı bir iç isyan başladı ve 5 yıl sürecek olan bağımsızlık savaşına dönüştü 

( Levantamiento del 2 de Mayo Guerra de la Independencia) 
1815 yılında Napolyon'un 1815 yılında Waterloo'da son yenilgisinden sonra, VII Fernando  İspanya tahtına geri döndü ve sert mutlakiyet bir sistemi başladı.


Bu süreçte kadınların tahta çıkmasını önleyen bir kanun sebebiyle 7 yıl sürecek bir taht kavgası sonunda oluşan ekonomik gerileme ve  yönetimdeki istikrarsızlık ile Küba, Filipinler ve Puerto Rico haricindeki  denizaşırı sömürgelerini kaybetti. 

1868 Devrimi II. İsabeli tahttan inmeye zorladı. Kurucu meclis toplanarak monarşi rejimini ilan etti ve İtalya Kralının oğluna Krallık tacı teklif edildi. 3 yıl sürecek olan bu kısa krallık süreci 1. Cumhuriyetin ilan edilmesine aracı olmuştur. Fakat bu cumhuriyet rejimi de parlamentoyu parçalayan General Pavia darbesi ile  çok uzun ömürlü olmamıştır. 


Bu olay sonrasında tahta II. İsabel'in oğlu olan XII. Alfonso getirildi. 1885 yılında öldüğünde ise saltanat oğlu XIII. Alfonso yetişkin oluncaya kadar dul eşi Maria Cristina ya teslim edildi. 1895 yılında Küba da bağımsızlık adına başlayan isyan daha sonra İspanya'ya karşı bir bağımsızlık savaşına dönüşmüş ve İspanya'nın mağlubiyeti ile sonuçlanan bu savaş İspanyolların son denizaşırı kolonilerini de kaybetmesine sebep olmuştur. (1898)

İSPANYA TARİHİ 3- ENDÜLÜS EMEVİLERİ

İSPANYA'DAKİ MÜSLÜMANLAR

50000 askerli bir ordu ile müslümanlar Cebelitarık boğazını geçerek Cadiz yakınlarında Vizigot ordusunu 711 yılında (Guadalete Muharebesi) mağlup etmişlerdir.

Son Got kralı Rodrigo da mağlup edildikten sonra yaklaşık 4 yıl içerisinde Müslümanlar neredeyse artık tüm yarımadayı fethetmiş ve buraları emirliklere yada Al-Andalus (Endülüs) denilen müslüman devleti bölgelerine dönüştürmüşlerdir. 
8. ve 11. yüzyıllar büyüyen bir müslüman gücü anlamına gelecek, fethedilen topraklar araplaştırılacak ve Kuzey Afrika imparatorluğundan politik olarak bağımsız hale gelecektir. 


10. yüzyılda 3. Abdurrahman ile Al-Andalus sayısal ve sosyal bilimdeki  yenilikler ve kentlerin gelişimine gösterilen özel ilgi sayesinde dini özgürlük ve büyük kültürel zenginlik devrini yaşayan bağımsız bir halifelik haline gelir. 
Tavaif-ül( Tavfa)  Beylikleri

http://tr.wikipedia.org/wiki/Endülüs


En önemli şehirleri Valencia, Zaragoza, Sevilla ve Cordoba idi Bunların içinde Cordoba ise, 10 yüzyılda devrin bilim-kültür merkezi ve 500.000 lik nüfusuyla Batı Avrupa'nın en büyük  ve görkemli şehri haline gelmiştir. 
Buna rağmen  gerileme 11. yüzyılda geldimüslüman gruplar arasında çatışmalar çıkmasıyla halifelik küçük tavfa devletlerine  bölündü. Bu beylikler hem kendi içlerinde çatışmalar yaşarken hem de  hristiyan devletlerin saldırılarıyla karşılaştılar. Bazı tavfa beylikleri hristiyan askerleri para karşılığı ordularında kullanmıştır. Bu karışıklıklar İspanya'da ki islam yaygınlığını azalttı ve Reconquista (İber yarımadasındaki Hristiyanların burada bulunan müslümanların yarımadadaki varlıklarını ortadan kaldırma amaçlarına verilen ve İsp. yeniden fetih anlamına gelen  kelime) hareketlerni hızlandırdı.

Emevilerin ilk yenilgileri 722 yılında Kral Pelayo zamanında Asturya (Austrias) ilinin Covadonga bölgesinde yaşanmıştır.  

 Bundan sonra Müslüman devletlerinin iç karmaşası ve kuzeydeki krallıkların başarısı ile Müslümanlar güneye kadar gerilediler. 
Kastilya krallığı 
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kastilya_Krallığı


14. yüzyılda İspanya'daki müslümanların elinde yalnızca Granada krallığı kalmıştı, bu krallığı 15. yüzyıl sonuna kadar korudular. 15 yüzyıl sonunda Asturya ve Leon Krallıkları birleşerek Kastilya krallığını oluşturdular  

İSPANYA TARİHİ 1-TARİH ÖNCESİ DÖNEM

İSPANYA TARİH ÖNCESİ DÖNEM



İspanya'da  bilinen en eski kalıntılar  M.Ö 30.000-50.000 yıllarına aittir. Bu tarihlere ait en önemli kalıntılar ;

-İspanya'nın Burgos şehrine ait Atapuerca adlı bölgesininde bulunan Gran Dolina Mağarasında 800 bin yıl öncesine ait günümüz insanı kafatasıyla aynı yapıda bir insan kafatası 
-Archidona ( Malaga) da bulunan mağaralar ( la cueva de las grajas) 
-Santender ilinde bulunan mağara ( cueva de altamira


-Jativa (Valencia) da bulunan Neandertal ler tarafından kullanıldığı tahmin edilen mağara ( cova negra

-Pinar( Granada)  Mağarası ( Pinar)

İberya İspanyası- Keltler ve İberyalılar



İber ismi, Grekler tarafından İber yarımadasında yaşayan halka verilen isimdi. Bugünkü İber yarımadasının doğu ve güney doğusunda yaşadıkları tahmin ediliyor.Farklı gruplar halinde yaşayan iberlerin, bu yarımadaya, arkeolojik ve antropolojik, genetik verilere göre neolitik çağda geldikleri tahmin ediliyor. (M.Ö 5000-3000). Fakat nerden geldikleri konusunda net bir görüş bulunmamaktadır. Bir grup Batı İrlanda, Fransa, Büyük Britanya gibi oksidental (batı) Avrupa ülkelerinden geldiklerini savunurken ve diğer grup Akdeniz'in doğusundan geldiklerini düşünüyor. Megalitik (harç kullanmadan birbirine geçmeli olarak büyük taşlardan yapılar , anıtlar yapma ) kültürün yaratıcıları olan İberlerin bu etkilerini İspanya'da günümüze kadar gelmiş birçok örneğini görmek mümkündür. 
Yapılan kazı çalışmaları ile bulunan sayısız metinler ile kendilerine ait yazı sistemleri olduğu anlaşılıyor. 


İspanya İber paleohispanic yazı sistemi dağılımı
*(http://en.wikipedia.org/wiki/Iberian_language adresinden alıntıdır. )
Bilinen 3 tip  paleohispanik dilde (Roma imparatorluğundan önce yer alan ve grek, roman dili haricindeki yazı dili)  yazıt var; Meridyonal, İber Levantin, Güneybatı yazıtları (Resimde gösterilen üç farklı renkli bölge). 


                                   


Bu yazı türlerinden yalnızca Levantin, bu dilde ve Latin dilinde yazılmış madeni paraların varlığı ile  kısmen deşifre edilebildi. Fakat çoğunlukla İber dilleri bilinen hiçbir dille ilişkili olmaması ve benzememesi nedeniyle henüz deşifre edilememiştir. 

İberlere ait sanat örnekleri: 




 La Bicha de Balazote (M.Ö. VI YY ) :  

Albecete ilinin Balazote ilçesinde bulunmuştur. Bicha kelimesinin İspanyolca'da anlamı insan ve hayvan birleşimi figür demektir. Bu heykelin uzunluğu 93 cm yüksekliği ise 73 cm dir.  





La Bicha de Balazote 
http://en.wikipedia.org/wiki/Bicha_of_Balazote adresinden alıntıdır.

El Guerrero de Porcuna ( M.Ö. V. YY): 

El Guerrero de Porcuna
http://es.wikipedia.org/wiki/Esculturas_de_Porcuna adresinden alıntıdır. 





Esculturas de Porcuna olarak da bilinir. Jaen'e bağlı Porcuna da bulunan bu eser Jaen arkeoloji müzesinde bulunmaktadır. Kazılar sonucunda bulunarak birleştirilen parçaların bir kısmı orjinaldir













Dama de Elche ( M.Ö. V. ve IV. YY) 

Dama de Elche.jpg
Dama de Elche
http://en.wikipedia.org/wiki/Lady_of_Elche
Elche ( Valencia) da bulunan bu kadın büstü 1897 yılında tesadüfen bulundu şu anda ise Madrid'de bulunan  ulusal arkeoloji müzesi 
(Museo  Arqueológico  Nacional de España)nde muhafaza edilmektedir. 
Yükseklik: 56 cm
Genişlik: 45 cm 
Kalınlık: 37 cm 
Ağırlık: 65,08 kg 






Dama De Baza ( M.Ö. 4. YY)

Dama De Baza 
http://en.wikipedia.org/wiki/Lady_of_Baza
Granada da bulunan bu heykel bulunduğunda önünde küçük bir grup yanık silah ve bir savaşçıya ait tüm ekipmanlar varmışArkeologlar bu verilere göre önemli bir savaşçının mezarı olduğunu düşünmüşlerFakat son çalışmalara göre bu ekipmanların bir kadına ait olduğu ortaya çıkarılmış. 

  






İber yarımadasında yaşamış tüm İberler içinde Tarihi kaynaklara göre Tartesioslar ( Los Tartesios) ve onların soylarından gelen "Turdetanos" ve "Turdulos" lar en uzun kültüre sahip olanlardır. Aslında Tartessos'lar Batı Avrupa 'da bilinen ilk medeniyettir. İber yarımadasının güney batısında Sevilla, Cadiz ve Huelva şehirlerinin meydana getirdiği üçgen içinde gelişen bu medeniyetin yaşadığı bölgeye daha sonraları Romalılar Turdetania adını verdiler.

Kökenleri Alplere dayanan Keltler M.Ö 7 . ve 9. yüzyıllarda iki büyük göç ile Pireneleri ( İspanya Fransa arasında sınır oluşturan dağ silsilesi) geçerek büyük çoğunlukla kuzeye yani Galicia, Asturias, Cantabria ve Castilla'nın kuzeyine yerleştiler. Burada yaşayan İberlerle birleşerek yaşamaya başladılar. Böylelikle yeni bir halk olan Keltiberler meydana geldi. Bu halk sadece İspanya'nın kuzeyinde kalmadı zamanla Fransa, Britanya adaları ve Avrupa'nın doğusuna yerleştiler. 

Görünüşe göre Bask bölgesi insanlarının zamanında yaşamış olduğu dağlar başka insan grupları tarafından işgal edilmemiş. Bu yüzden bu populasyon çok eski zamanlardan bu yana başka milletle karışmadan yaşamış. Bu sebeple dillerinin kökeni tarih öncesi zamanlara kadar dayanan Baskların günümüzde kullandığı dile paralel hiçbir dil bilinmemektedir.  

İSPANYA TARİHİ 2- FENİKELİLER , YUNANLILAR VE KARTACALILAR, ROMA İMPARATORLUĞU

FENİKELİLER, YUNANLILAR ve KARTACALILAR


Akdenizli bir kavim olan Fenikelilerin İber yarımadasına M.Ö. 1100 lü yıllarda geldikleri düşünülüyor. Gadiz (günümüz Cadiz Şehri), Malaca (günümüz Malaga Şehri) ve Abdera ( Almeria Şehrinde yer alan Adra) şehirlerini ve buralara çeşitli ticari fabrikalar kurdular. Metalurji sanayi fenikeliler ile doğmuştur. Ayrıca balıkçılık da günümüz İspanya ve Portekizine fenikelilerden miras kalmıştır. 
Fenikeliler akdeniz kıyıları boyunca hakimiyet kurmuş ve deniz ticareti ile  uğraşmışlar. Hammaddelere ulaşmak için Akdeniz kıyıları boyunca koloni halinde yaşamışlar ve Greklere ticarette büyük rakip olmuşlar. 
Günümüzdeki arap, latin ve yunan alfabeleri fenike alfabesinden türemiştir.   

Cadiz'de yaşayan Fenikeliler kendilerini savaşçı ve cesur kızılderili kabilelerin saldırısından koruması için Kartacalıları (Tunus yarımadasında kurulmuş olan bir Fenike kolonisidir) Cadiz'e davet ettiler. Böylece Kartacalılar İspanya topraklarını işgale başlamışlardır.

KARTACA FETHİ


M.Ö. 3. yüzyılda Kartacalılar İspanya yarımadasında emperyalist bir akdeniz düşüncesi başlattılar  ve yarımadaya Qart Hadast ( yeni şehir) yani Kartagena ( bugünkü Murcia bölgesi) adıyla bir şehir kurdular ve buraya önemli bir deniz üssü yaptılar. 
Kartacalılar ve Romalılar arasında bir dizi Batı Akdeniz hakimiyeti savaşları yapıldı. ( Punik savaşları) 
Punik Savaşları (Guerras Púnicas)
http://www.italyada.net/punik-savaslari-guerre-puniche-1610/ alıntıdır. 



Birinci Punik savaşında yenilmesinden sonra Kartacalılar Sicilya( Sicilia) , Sardunya (haritada sardegna olarak bulabilirsiniz, İsp:Cerdeña)  ve ,   Córcega ( haritada Corsica olarak bulabilirsiniz) kayıplarını telafi etmeye çalışarak İber yarımadasındaki hakimiyetini artırır. 



Amílcar Barca, Aníbal ve diğer generaller Andalucia bölgesindeki fenikelilerden kalma ticari yerleşim yerlerine yerleştiler,El Levante( Cadiz ) kontrolleri altında idi ve diğer İber yerleşim yerleri üzerlerindeki etki alanlarını genişletmeye devam ettiler. 
M.Ö 3. yüzyılın sonlarına doğru Duero ve Ebro nehirleri( Keltler ve Keltiberler tarafından kullanılmayan) nin güneyindeki şehir ve kasabaların büyük kısmı ve Balear adaları Kartacalıların etki alanına girmiştir. 

Balear Adaları( Las islas baleares)
http://tr.wikipedia.org/wiki/Balear_Adaları#mediaviewer/File:Baleares-rotulado.png den alıntıdır. 

M.Ö. 219 yılında Anibal İber yarımadasını saldırının ana noktası olarak ve büyük bölümünü İspanyol yerlilerinin oluşturduğu ordusu ile  Roma'ya karşı saldırıya geçer, ve Kartacalıların yenilgisi ile sonuçlanan bu savaş İspanya yarımadasında  Roma hakimiyetinin başlamasına neden olacaktır. 

ROMA İMPARATORLUĞU ( M.Ö. 206-5. Y.Y.)


Romalılar Kartacalıları ve kolonilerini  mağlup ettikten sonra İber yarımadasının neredeyse tamamını kontrol altına aldılar. Böylelikle İspanya Roma İmparatorluğu'nun önemli bir parçası haline geldi, hatta iki Roma İmparatoru Trajan (Trajano) ve Hadrianus (Adriano) da bu topraklarda Sevilla bölgesinde doğmuştur.
İspanya tamamıyla Roma Kültürünü aldı ve dilini kullanmaya başladı. İber Yarımadası'nda çok sayıda Roma şehirleri ülkenin o günlerde yaşadığı ihtişamın kanıtıdır.

VİZİGOTLAR

Vandallar (vandalos), sueviler (suevos) ve alanlar (alanos) roma imparatorluğunu 406 yılında işgal ettiler. 409 yılında ise Pireneleri geçerek İber Yarımadasını işgal ettiler.  



Kaynak: http://miscuentinos.blogspot.com.es/2010/06/turistas-en-espana-vandalos-suevos-y.html

Bu arada vizigotlar 2 yıl önce Roma'yı ele geçirmişlerdi. Daha sonraları 412 yılında Güney Fransa'da Toulouse krallığını kurdular ve yavaş yavaş İber yarımadasında etki alanlarını genişlettiler ve Alanları ve Vandalları Kuzey Afrika'ya kaydırdılar. Ardından Franklar tarafından Toulouse 'nin işgal edilmesi ile Vizigotlar krallıklarının başkentini İspanya'da yer alan Toledo'ya taşıdılar. 

external image s-central.jpg
Vizigotlar genellikle Castilla bölgesinin kuzeyinde yer alan platoya Duero nehri havzasında Büyük Roma Şehirleri dışındaki yerlere yerleşerek  buralarda küçük kırsal topluluklar meydana getirdiler. 
http://aulacampuspcpi.wikispaces.com/U1.+España.+El+relieve+peninsular

Bu topluluk tarımla geçimlerini sağlamaya ve derebeylik oluşturmaya başladılar. Gotlar bu yarımadada yaşayan Romalılarla birlikte yaşamışlardır fakat bağımsızlardı ve her derebeyliğin kendi kanunları vardı daha sonraları ise bu topraklarda yaşayan farklı derebeyliklerin ve/veya Roma yönetimine bağlı İspanya yarımadasında yaşayan yerlilerin yani İspanik ( Hispano-Romanos) birbirleri ile evlilikleri sonucu bu topluluklar arasında kanunlar birleştirildi.

Din konusunda ise, vizigotlar Aryanizm i benimsemişlerdi ve İspanikler (Hispano-Romanos) topluluğunun büyük kısmı katolikti. Got kralı Recaredo 587 yılında  katolikliği kabul ederek bu Gotları ve İspanikleri bütünleştirmiştir.